Gönderen Sağlık ve Diyet | zaman: 00:17 22 Nisan 2010 Perşembe | Etiketler: Bulaşıcı Hastalıklar,Çocuk Hastalıkları
Boğmaca: Etkeni bir tür bakteridir. Bu nedenle hekimlerin tavsiyesine uygun antibiyotik tedavisi gerekmektedir. Boğmaca merkezî sinir sistemini etkilediğinden büyük hasarlara yol açar. Solumun yoluyla bulaşan hastalığın 1-2 hafta kuluçka süresi vardır. Hafif ateş ve öksürükle kendini gösterir. Giderek öksürük nöbetleri şiddetlenir. 2 ve 3. aylarda ve 16-24. aylar arasında aşı uygulaması yapılır
.Difteri: Bu hastalık da bakterilerin sebep olduğu bir rahatsızlıktır. Kuluçka süresi 10 gün olup solunum yolu, deri teması, hasta eşyaları, süt ve yiyeceklerle bulaşır. Tedavi edilmediği durumlarda vücudun solunum, sinir ve dolaşım sistemlerine zarar vererek ölümcül olabilir. Korunmanın en etkili yolu aşılamadır. 2 ve 3. aylarda 16-24. aylar arasında, ilköğretiml-8. sınıflarında aşı uygulaması yapılır.
Kızıl: Bir tür bakterinin üst solunum yollarını etkilemesiyle ortaya çıkan hastalıktır. Belirtileri hafif ateş, öksürük ve hâlsizliktir. Bunda da Kızamık ve kızamıkçıkta olduğu gibi döküntüler görülür. Hastalık hastayla yakın temasta solunum yoluyla bulaşır.
Tedavi edilmediğinde eklem romatizmasına, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına neden olabilir. Aşılama etkili yol olmakla birlikte düzenli olarak uygulanamaz.
Kızamıkçık: Etkeni yine bir tür virüstür. Döküntülü bir hastalıktır. Solunum yoluyla bulaşır. Yüzden başlayan ve vücuda hızla yayılan, 4 gün içinde de kaybolan döküntüler görülür. Döküntüler pembemsi - kırmızı renktedir. Hastalığı geçirme ve aşılama bağışıklık sağlar. Hamileliğin ilk aylarında geçirilmesi doğacak bebekte anormalliklere, sarılığa hatta ölüme yol açabilir. Bu nedenle hamile olmadan önce aşılanmak gerekir.
Suçiçeği:Etkeni bir tür virüstür. Yeni doğan çocuklar olmak üzere her yaşta görülebilir. Hafif ateş ve bulantıyla hastalık seyreder. Kuluçka süresi 2-3 haftadır. Gövde de fazlaca olmak üzere kabartılar oluşur. Bunların içi birkaç gün sonra sıvı dolu kesecikler hâline gelir. Bu keseciklerle oynanmazsa iz bırakmaz. Fakat keseciklerle oynanırsa enfeksiyon riski olabileceğinden iz kalması da söz konusu olur. Yine bu hastalık da kızamıkçık ve kızamık gibi solumun yoluyla bulaşır. Aşılama yapmak hastalıktan korunmanın birincil yoludur. Hastalık bir defa geçirildiğinde tam bağışıklık sağlanır.
kızamık:Virüslerin neden olduğu, çocukluk döneminde sık görülen döküntülü bir hastalıktır. Kuluçka dönemi ortalama 10 gündür. Ateşin yükseldiği ve öksürüğün olduğu bir dönem vardır. Döküntüler yüzden ve saç çizgisinden başlayarak gövdeye yayılır. 3 günde pullanma ve renk koyulaşması kaybolur. 6. günde tamamen kaybolur. Kızamık solunum yoluyla bulaşır. Çocuklarda direnci düşürdüğü için zatürre, verem, orta kulak iltihabı gibi hastalıkların tetiklenmesine neden olur. Bu nedenle öldürücü olabilir.
Aşısız olan herkesin geçirme ihtimali vardır. Etkili korunma yolu aşı olmaktır. Bebeklere 12. aydan itibaren aşı yapılmaktadır. Yeni doğan bebeklerde anneden geçen antikorlar nedeniyle geçici olarak yaklaşık 6 ay kadar bebek hastalıktan korunur. Kızamık hastalığını geçirmek hayat boyu kalıcı bağışıklık sağlar. Kızamık, çocuklarda sık görülen bir hastalıktır
hepatıt
Halk dilinde sarılık olarak bilinen hepatitin bakteri, virüs, ilaç kullanımı, alkol kullanımı gibi birçok nedeni vardır. Burada sözü edilecek olan hepatit virüslerin neden olduğu viral hepatittir. Hepatit karaciğerde meydana gelen ve buradaki dokuların iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Belirtileri hâlsizlik, iştahsızlık, karın ağrısıdır. Dilin, gözün beyazının ve derinin sarı renk almasıyla kendini gösterir. Hepatit A, B, C, D olmak üzere dört çeşittir. Yaygın olarak görülen tipleri hepatit A ve B'dir.Hepatit A:
Bu tip hepatit oldukça bulaşıcıdır ve halk arasında sarılık olarak da adlandırılır. Hastalığa neden olan virüs ağız yoluyla, hasta kişilerle temasla, virüsün bulaştığı su ve bunun temas ettiği yiyeceklerle, çiğ ya da az pişmiş yiyeceklerle bulaşır. Örneğin; iyi yıkanmamış sebzelerden yapılan salata, çiğ tüketilen deniz mahsûlleri, iyi yıkanmamış meyve gibi. Virüsün belirtilen yollardan herhangi biriyle vücuda girdikten sonra kuluçka süresi 2-6 haftadır. Hastalığın belirtileri ateş, titreme, hâlsizlik, iştahsızlık, kusma, idrar renginin koyulaşması, karın ağrısı, yorgunluktur. Hasta olan kişide bu belirtilenlerin hepsi ya da bir kaçı görülebilir.
Hepatit A hiçbir belirti hissedilmeden de ortaya çıkabilir.
Hepatit Adan korunmak için tuvalet ve el temizliğine önem verilmeli, içme suları temiz olmasına dikkat edilmelidir. Meyve ve sebzeler yıkanmadan yenmemen', deniz mahsûllerinin çiğ yenilmesinden kaçınılmalıdır. Mutlaka aşı yaptırılmalı ve hastalarla temasta koruyucu olarak gamaglobulin uygulanmalıdır.
Hepatit B:
Bu hastalık hepatit B virüsü tarafından yine karaciğerde meydana gelir. Bu hastalığa ait virüs kanla (kan nakli, aynı şırınganın kullanılması vb.), vajinal sıvı, meni ve doğum sırasında anneden bebeğe olmak üzere çeşitli yollarla bulaşır. Steril olmayan dövme, tıraş takımı, diş fırçası gibi aletlerle de hepatit B bulaşabilmektedir.
Hastalığın kuluçka süresi normal olarak 45-180 gün arasında değişmektedir. Aşın halsizlik, hafif ateş, başağrısı, bulantı, kusma, karaciğer bölgesinde ağrı ve hassasiyet, kas ve eklemlerde ağrı, deride kızarıklık hepatit B'nin belirtilerinden bazılarıdır. Siroz, karaciğer kanseri, karaciğer yetmezliği gibi hastalıklar hepatit B virüsüne bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Hepatit B hastaları sürekli olarak hekim kontrolünde olmalıdır.
Hastalıktan korunmak için cinsel ilişki sırasında kondom (prezarvatif) kullanılmalı, kullanılan enjektörler doğru şekilde depolanarak atılmalı, kan ile çalışan kişiler sürekli plastik eldiven kullanmalı, kişiye özel diş fırçası, jilet, manikür seti gibi eşyaların temizliğine dikkat edilmelidir. Aynı zamanda herkes hepatit B aşısını yaptırmalıdır.
Tüberküloz da denilen verem hastalığının etkeni solunan hava yoluyla alınarak akciğere, oradan da kan ve lenf yoluyla tüm vücuda dağılır. Eklemlerde, kemik dokuda, böbrekler, deri, beyin ve karın zarında da görülebilir. Aktif verem hastalığı olan birisinin öksürmesi ya da hapşırmasıyla hava yoluyla ve damlacık enfeksiyonuyla bulaşır. Verem mikrobu yemek tabaklarından, bardaktan vb. bulaşmaz. Verem mikrobu güneş ışınlarına karşı dayanıksızdır. Karanlık ve nemli ortamlarda varlığını sürdürür. Son yıllarda ülkemizde gençler arasında verem tekrar artış göstermiştir.En çok görülen türü akciğer veremidir. Erken teşhis diğer hastalıklar gibi veremde de oldukça önemlidir. Bu sayede veremin başkalarına bulaşması engellenip, hasta olan kişi için çok geçmeden gerekli önlemler alınır. Akciğer vereminin başlıca belirtileri geçmeyen öksürük, gece terlemeleri, kilo kaybı, kan tükürme, yorgunluktur. Hastalığın tedavisinde hekim kontrolü, uygulanacak tedavinin düzenliliği ve süresi çok önemlidir.
Çünkü hastalık doğru tedavi edilmediğinde tekrarlanmaktadır. Hastalıktan korunmak için bireylere eğitimler verilmeli, yaşanılan ortamlar aydınlık ve havadar olmalı, sütler kaynatılmadan içilmemeli, yeterli ve dengeli beslenmeye önem verilmeli ve yeni doğan her bebeğe aşı yapılmalıdır. Aşı oldukça yüksek oranda koruyucudur. Ancak aşının koruyuculuğu zamanla etkisini yitirebilir. Bu, ön koldan yapılan PPD testiyle ortaya çıkar ve duruma göre tekrar aşı yaptırılır.
Verem mikrobu hasta kişinin öksürmesi ile hava yoluyla etrafa yayılır.
sıtma:hastalığın belirtileri nöbetler şeklinde seyreder. Nöbetler başlamadan önce hâlsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, bacak ve sırt ağrıları başlar. Nöbetler ise titremeye bağlı yüksek ateşle başlar ve terlemeyle sona erer. Nabız artışı baş ağrısı, sinirlilik gibi durumlarda söz konusudur.Sıtmanın tedavisinde hasta yatmalı, önerilen ilaçlar özel ekipler tarafından hastalara bizzat uygulanmalıdır. Sıtmada birincil korumada hasta olan kişilerin teşhis edilmesi ve bunların tedavilerinin yapılması yer almaktadır. Sıtmadan ikincil korunmada ise en büyük etkeni sivrisineklerle mücadele oluşturmaktadır. Özellikle hastalığı yayan Anofel cinsi sivrisineğin çoğalması önlenmelidir. Bu hastalıktan korunmak için sivrisinek olan bölgelerden uzak durmak, uzun kollu giysiler ve uzun pantolonlar giymek gerekir. Sıtmanın yaygın olduğu yörelerde koruyucu olarak ilaç da kullanılabilir.
Sıtma seyahat sırasında bulaşabilecek en önemli hastalıklardan biridir. Doğru önlem alınmadığında ölümle sonuçlanabilecek bir hastalıktır.
Kuluçka Süresi
Hastalık yapan mikroorganizma vücuda girer giremez hastalık görülmez. Hastalık yapan mikroorganizma, vücuda girdikten sonra üremeye başlar. Ancak hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için belli bir zamanın geçmesi gerekir. Mikrobun vücuda girdikten sonra hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar geçen süreye kuluçka süresi denir.Her hastalıkta kuluçka süresi farklıdır. Bu farklılığın nedeni hastalık etkeni olan mikrobun çeşididir. Bu süre kolerada birkaç saat, kuduzda bir hafta ile iki sene arasında değişebilir. Ancak genellikle 20-60 gündür. Cüzzam da 2-20 yıl, su çiçeğinde 1-3 hafta kızamıkçıkta 1-3 hafta gibi bir zamandır.
d. Bulaşma Süresi
Enfeksiyon etkeninin enfekte olmuş canlıdan (konakçıdan) bir diğerine bulaşabilme süresine bulaşma süresi denir.
Hastalığın yaygınlaşmaması için bulaşma süresince hasta olan kişinin sağlam olan kişilerle temasta bulunmaması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle bulaşma süresi boyunca hastalık ziyareti yapılmaması gerekmektedir. Bu kuralı, toplum sağlığını koruma adına uygulamaya çalışmalıyız.
e. Salgın Hastalık
Bir hastalığın belirli bir coğrafik bölgede ya da toplumda diğer hastalıklardan daha yüksek oranda görülmesine endemi denir. Örnek olarak Türkiye'de Karadeniz Bölgesinde görülen guatr hastalığı verilebilir. Yine ülkemizde tifo, dizanteri, menenjit, sarılık, kuduz gibi bazı bulaşıcı hastalıklar da endemi olarak görülmektedir.
Epidemi yani salgın ise bir bölgede ya da toplumda hastalığın beklenenden çok daha fazla görülmesidir. Olumsuz çevre şartları epidemi oluşumuna neden olur.
Patlayıcı Epidemiler: Örneğin çevre koşullarının birden bozulmasına bağlı olarak aniden ortaya çıkan kolera gibi.
Bulaşıcı epidemiler: Örneğin hava ve temas yoluyla bulaşan kızamık gibi. Burada bulaşma yavaş yavaş olur ve hasta sayısı da bulaşma hızına bağlı olarak artar.
f. Bulaşıcı Hastalık Zinciri
Bulaşıcı hastalıklarda; enfeksiyon kaynağı, sağlam kişi (konak) ve bulaşma yolu denilen birbiriyle sürekli etkileşim hâlinde olan üç etken yer almaktadır. Bu üç etkenin birbiri arasında oluşturduğu etkileşim süreklidir. Bu etkileşim ve sürekliliği bulaşıcı hastalık zincirini oluşturur. Ancak bu etkenlerden birinin akışı bozması bulaşıcı hastalık zincirini bozar.
Enfeksiyon kaynağı; enfeksiyon etkeni olan virüs, bakteri, mantar gibi canlıların yaşamını sürdürebilmek için bağımlı olduğu ve aynı zamanda çoğaldığı çeşitli hayvan, insan, toprak vb.'dir. Her hastalığın kaynağı farklıdır. Örneğin grip ve kabakulakta enfeksiyon kaynağı insanken, brusella ve şarbonda enfeksiyon kaynağı hayvan, tetanos da topraktır.
Sağlam kişi, henüz hastalık etkeniyle karşılaşmamış kişidir.
Bulaşma yolu her hastalığa göre değişmektedir. Bunlar hava, toz, eşya, vektörler olabilir. Her hastalığın enfeksiyon etkeninin ve bulaşma yolunun bilinmesi bulaşıcı hastalık zincirinin çözülmesini sağlar. Bu zincirin çözülmesi bulaşıcı olan hastalığın toplumun bir çok kesimine yayılmadan önlenmesini sağlar.
g. Bulaşma Yolu
Bulaşma yolu, hastalık etkeninin "enfeksiyon kaynağından duyarlı kişi veya sağlam kişiye nasıl bulaştığını gösteren yoldur. Bulaşma yolu; doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki çeşittir.
Doğrudan bulaşma yolu enfeksiyon etkeninin (virüs, bakteri vb.) hiçbir ara bulaşma yolu olmadan kaynaktan konağa geçmesidir. Öpüşme, cinsel ilişki, kan nakli bu bulaşma yoluna örnek olarak verilebilir. Damlacık yoluyla bulaşma da bir tür doğrudan bulaşma yoludur. Öksürük ya da hapşırıkla yayılan damlacıklar damlacık yoluyla yayılmaya örnektir. Doğrudan bulaşmaya örnek hastalık olarak AİDS, bel soğukluğu, frengi, hepatit B, grip, kasık biti verilebilir.
Dolaylı bulaşma yolu ise enfeksiyon etkeninin araç, vektör, hava ya da su yolu ile konağa taşınmasıdır. Canlı olmayan oyuncak, yatak örtüsü, cerrahi aletler, bozulmuş gıdalar vb. dolaylı bulaşmaya neden olan araçlardandır. Hastalık etkenlerini taşıyan vektörler (bazı eklembacaklılar, kemirgenler vb.) de dolaylı bulaşma yoluna örnektir. Kızamık, çocuk felci, kolera, sıtma, veba vb. hastalılar dolaylı bulaşma yoluyla bulaşan hastalılara örnektir.
3. Bulaşıcı Hastalıklardan Korunmanın Yolları
Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için üç ayrı önlem alınmaktadır. Çünkü bulaşıcı hastalıklarda üç ayrı etken vardır.
a. Kaynağa Yönelik Önlemler
Kaynak bilindiği gibi hastalık etkenini taşıyan canlı ve cansız varlıklardır. Bulaşıcı hastalıklardan korunurken hastalığın kaynağı doğru tespit edilerek kaynağa yönelik önlemler alınmaktadır. Kızamık hastalığının kaynağı insandır. Hastalığın erken teşhis edilmesi ya da hasta kişinin diğerleriyle temasının kesilmesi suretiyle diğer insanlara hastalığın bulaşması önlenmiş olur.
Dizanteride bulaşıcı bir hastalık olup bulaşma yollarından biride sudur. Bu hastalığın yayılmasının önlenmesi için şehir su depolarındaki suların arıtılarak halka dağıtımının yapılması alınacak önlemlerden biridir.
b. Bulaşma Yollarına Yönelik Önlemler
Daha önce belirttiğimiz gibi bulaşıcı hastalıkların bulaşma yolları doğrudan ve dolaylı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Doğrudan bulaşma yollarına ait önlemler hastalıklara özeldir. Örneğin kan yoluyla bulaşan hastalıklarda (AİDS, hepatit B gibi) hasta kanıyla temas etmemek, kullanılan araç gereçlerin temiz olmasına dikkat etmek gerekir.
Cinsel yolla bulaşan bel soğukluğu gibi hastalıklarda, hasta olduğu düşünülen kişilerle cinsel temasta bulunmamak ya da prezervatif gibi güvenli önlemler almak gerekir. Yine öksürük, hapşırık vb. damlacık enfeksiyonu yoluyla bulaşan hastalıklarda kişiler hastayla aynı ortamda bulunmamalıdır.
Dolaylı bulaşma yoluyla yayılan hastalıklara karşı önlemler faktörler, eşyalar, hava ve su yoluna yönelik olarak alınmalıdır. Hastaların kullandığı eşyalar kullanılmamalı, hastanın yanında durulmamak ve bulunduğu oda sürekli havalandırılmalıdır. Kullanılan suların temiz olmasına ya da temizliğinin sağlanmasına özen gösterilmelidir. Hastalığı taşıyan vektörlerle de mücadele edilmesine ilişkin çalışmalar yetkililerce yapılmalıdır.
c. Sağlam Kişiye Yönelik Önlemler
Bulaşıcı hastalıkların yayılmasında üçüncü etken sağlam kişilerdir. Sağlam kişinin hastalıklardan korunması için alınacak önlemler; bağışıklama (aşılama), ilaçla koruma, erken tam, beslenme, aile planlaması, kişisel temizlik ve sağlık eğitimiyle ilgili bilgi vermekten oluşmaktadır.
Bağışıklama diğer ifadeyle aşılama sağlam kişiyi hastalıklardan korumanın en iyi yoludur.
Hastalanma ihtimali olan kişilerde koruyucu ilaç kullanımı sağlanarak bulaşıcı hastalıklardan koruma sağlanabilir.
Beslenme vücudun direncini artırır. Bu nedenle kişilerin beslenmesine dikkat etmeleri gerekir. Böylece hastalıklara karşı dirençli olur ve hastalığın yayılması önlenmiş olur.
Aile planlamasının önemini anne ve babalara kavratabilmek için bakabilecekleri kadar çocuk dünyaya getirmeleri gerektikleri anlatılır. Bakabilecekleri kadar çocuk dünyaya getiren ailelerde hem annenin sağlığı korunmuş olur hem de çocukların bakımı ekonomik ve sosyal yönden en iyi koşullarda gerçekleştirilir. Bu da bireylerin hastalıklara yakalanmasını önlemeye yardımcı olur.
Erken tani, hastalıkların yayılmasını önleyerek tedavilerinin daha kolay yapılmasını sağlayacaktır. Sağlam kişiye yönelik alınacak önlemlerden sağlık eğitiminde ise kişiler hastalıklarla ilgili bilgilendirilirler. Konu hakkında bilgi sahibi olan kişi böyle bir durum karşısında ne yapması gerektiğini ve hastalık belirtilerini öğrenmiş olur. Bu eğitimler radyo, televizyon, iş yerleri ve okullarda yapılmaktadır.
Doğal afetler sonucunda o bölgede bulaşıcı hastalıkların çıkmaması afetzedelere yapılacak hizmetlerle doğru orantılıdır. Afetzedelerin sağlık, beslenme, barınma sorunları çözüldüğü takdirde oluşabilecek bulaşıcı hastalıklar önlenmiş olur.